Aynaya baktığında ne görüyorsun? Kırışmış bir cilt mi? Yoksa ergenlik döneminden kalan derin kistik sivilce izleri mi? Belki bir yaz tatilinde güneşin tadını çıkarırken dikkat etmediğin için oluşan güneş lekeleridir gördüğün. Bir kaza da geçirmiş olabilirsin, hafif iz bırakmış bir yanık mesela. Ya da geniş gözenekler ile mat, cansız bir cilt, sakmış ve elastikiyetini kaybetmiş bir yüz de görmüş olabilirsin. Evet, bu senin mutsuz olmanı sağlar ama çaresiz değilsin.
Binlerce yıl öncesinden günümüze kadar bu tip sorunlar insanların mutsuz olmasına ve toplumdan uzaklaşmasına, içine kapanık bir ruh halinde olmasına sebep olmuştur. Sorunlar benzer, çözümler de benzer. Nasıl mı?
Antik çağlarda varlıklı insanlar, altın silindirleri ciltlerinde gezdirip masaj yaptırırlarmış, ciltte kırışıklığı önlediğine inanılıyormuş. Roma’nın savaşçıları savaş sonrasında yaralarının üzerine altın basarlarmış ve yaraları çabuk iyileşirmiş.
Bir efsaneye göre Atlantis ülkesi bilimde o kadar gelişmiş ki altın tozlarından serumlar yapıp gençlik iksiri olarak damarlarından veriyorlarmış. Böylece uzun ve sağlıklı yaşamlar sürüyorlarmış. Ab-ı Hayat gibi. Düşünün; yıpranan hücrelerinizi mütemadiyen yeniliyorsunuz ve hiç hastalık yok, yaşlanma yok.
Biz altının çok iyi bir iletken olduğunu biliyoruz. Tüm teknolojik cihazlarda altın kullanılması zorunlu yoksa iletişim olmaz. Peki altın cilde temas ettiğinde ne olur? Temas eden bölgenin kan dolaşımını arttırır, hücre yenilenme sürecini hızlandırarak gençleşmeyi başlatır. İlginçtir ki, çoğunluğu kan da olmak üzere, her insanın vücudunda yaklaşık 0,2 mg altın bulunur. Bu da bilim adamlarının altının sağlığa etkileri üzerine araştırma yapmalarını sağlayan bir bilgidir. Altın vücuda temas ettirildiğinde hücrelerimizde bulunan iyonların altının etkisiyle aktif hale geldiği ve yaşa bağlı olarak oluşan hücreler arası deformasyonlarda bağlantıların yeniden yapılandırılmasında yardımcı olduğu saptanmıştır.
Edinburgh Üniversitesi’nde bilim insanları altının, akciğer kanseri tedavisinde hücreleri tedavi etmek için kullanılan ilaçlardaki etkiyi arttırdığı sonucuna varmıştır. Altının kimyasal reaksiyonlarda, katalize etmek ve arttırmak adına güvenli bir element olduğu bilinmektedir.
Bu kadar bilgiyi neden verdim: çünkü bilim adamları, altının hücre yenileme özelliğini günümüz teknolojisiyle birleştirdiler ve 25 ila 49 arasında değişen altın suyuna batırılmış mikroiğneler ile yenilenme de çığır açtılar. Bu teknoloji nasıl çalışır diye soracak olursanız kısaca anlatayım.
0,3 ten başlayıp 3 mm derinliğe kadar inebilen, radyo frekans enerjisini her bir mikroiğne tanesine kadar bölüp cildin üst kısmını etkilemeden cilt alt dokusunu uyararak canlı dokudaki fibroblast hücrelerini harekete geçiren, harekete geçen hücrelerin ise yeni ve çok sayıda kollojen ve elastin dokusu üretmesini sağlayan bir cihaz ürettiler. Bahsi geçen bu dokular cildi sıkı ve dolgun yapan cilt alt dokularıdır.
Gelelim altının bu uygulamadaki rolüne: Bu mikroiğnelerin üzerini kaplamış olan altın elementi, radyo frekans dalgalarının da etkisiyle iyonize olur ve cilt alt dokusuna her atışta bir miktar iyon karışır. Hücreler arası enerji akışı hızlanır ve toksik atımı ile hücre içi besin girişi kolaylaşır. Hem orada suni hasar sebebiyle o bölgeye hücum eden trombositler, alyuvarlar çoğaldığı için, hem fibroblast hücreleri uyarıldığı için, hem de hücreler arası ve hücre içi alışveriş hızlandığı için hücre yenilenmesi artar. Böylece ciltte yaşlılıktan, sivilceden, yanıktan, güneşten veya başka bir hasardan kaynaklanan sorunlar ilk seanstan itibaren çözüme kavuşur.
Hafif hasarlarda tek seans bile problemi çözer, hasarın durumuna göre 2 veya 3 en fazla 6 seansta pürüzsüz, ışıl ışıl bir cilde sahip olursunuz.
UYGULAMA ALANLARI:
- Cilt gençleştirir
- Cilt yeniler
- Cilt sıkılaştırır (elastikiyet kaybını giderir)
- Cilt germe sağlar (lifting etkisi yapar)
- Cilt tonunu düzenler
- Skar dediğimiz sivilce izlerini yok eder
- Hiperhidrozu çözer (aşırı terlemeye çözüm)
- İnce kırışıklıkları ortadan kaldırır ve derin kırışıklıkları uzun vadede, yani 6 seansta düzeltir. Ve doğal bir görünüm sağlarken mimiklerinizi yok etmez.
- Cilt çatlaklarını giderir
- Yüzdeki kılcal damar sorununu çözer
- Genişlemiş gözenekleri küçültür.
- Sebum dediğimiz aşırı yağ üretimini dengeler.
- Boyun, Gıdı ve Yüz ovalinde toparlanma sağlar
- Vücut ve kol sarkmalarını giderir.
UYGULAMA SONRASI UYMANIZ GEREKEN KURALLAR:
- Sekiz saat boyunca uygulama yapılan alana su değdirilmeyecek
- Makyaj yapılmayacak
- Hiç kimse ile temas edilmeyecek birkaç saat yeterli.
- 5-6 saatlik süre içerisinde ciltte kızarıklık olabilir, işlem sonrasında bepanthen veya madicasol kremler kullanılır (iyileşmeyi hızlandırır).
- 2 gün boyunca buhar ve sıcak sudan uzak durulmalı.
- İşlem yapıldığı gün güneşlenmekten kaçınılmalı.
- Ciltte ufak kabuklanmalar olur, öyle minik çil gibi görünür, onlarla oynanmamalı ve krem sürülerek yumuşayıp cilt üzerinden kendiliğinden düşmesi beklenmeli.
Uygulamadan bir gün sonra bile ciltte değişiklikler göze çarpacaktır ama takriben bir ay sonra bariz bir değişiklik göreceksiniz. Estetik olmadan gençlik yıllarınıza geri gideceksiniz.
Size uygun seans sayısını öğrenmek için uzmanınıza görünmeniz gerekmektedir. Cildin durumu seans sayısını belirler ve mükemmel sonuç iyi bir tespitten sonra izlenecek yol ile mümkün olur.